Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın ev sahipliğinde, Dışişleri Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisinin desteği, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin işbirliğinde bu yıl "İş Birliğinde Yeni Dönem" temasıyla 14'üncüsü düzenlenen "Türk-Arap Ekonomi Forumu" İstanbul'da düzenlendi.
Forum çerçevesinde Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek moderatörlüğünde düzenlenen "Küresel Zorlukların Üstesinden Gelmek ve Yeni Fırsatları Yakalamak" başlıklı panele, Kuveyt Ekonomi ve Yatırımlardan Sorumlu Başbakan Yardımcısı ve Petrol Bakanı Saad Hamed Nasır el-Barak, Mısır Maliye Bakanı Muhammed Muid ve Katar Devlet Bakanı ve Serbest Bölge İdaresi Başkanı Ahmed es-Seyyid katıldı.
Bakan Şimşek, etkinliğin başında Gazze'de hayatını kaybeden ve zulümle karşı karşıya kalan insanları andı. Dünyadaki belirsizliğin yanı sıra Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada yaşanan sınanmalara işaret eden Şimşek, iş yapmak için küresel arka plandan kaynaklanan zorlamalara dikkati çekti.
Şimşek, mevcut süper güç olan ABD ile yükselen güç olan Çin arasındaki rekabetin, ticarette parçalanmaya, korumacılığa, jeopolitik gerilimlere neden olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Küreseldeki ekonomik gerilim artık normalimiz oldu. Böyle bir zamanda genelde bölgesel ticaret entegrasyonunun daha hızlı gerçekleştiği görülüyor ancak bizim bölgemize baktığımızda, bölge içinde ticaret ve ticaret entegrasyonu dünyanın en düşüğü. Bölgesel ticaretimiz eğer petrolü çıkartırsanız bütün ticaretin yüzde 11'i, petrolle birlikte bizim bölgemizde yüzde 14. Bu, Avrupa'da yüzde 70, Asya'da yüzde 50.
Tekerleği yeniden icat etmemiz gerekmiyor, siyasi ve mevzuat açısından olumlu bir ortam sağlamamız faydalı olacak. Serbest ticaret anlaşmaları da diğer faydalı olacak şey. Bunu yaptığımız takdirde standart sağlamış olacağız ve iş yapma arka planını çok daha olumlu hale getireceğiz, engelleri kaldıracağız, sadece yatırımları değil ticareti de daha hızlı şekilde kolaylaştırmış olacağız."
Katılımcı ülkelerin barındırdığı fırsatlar ve gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şimşek, mevcut zorlukların engel teşkil etmeyeceğini, kolektif çalışmayla bunların aşılabileceğini dile getirdi.
Bakan Şimşek, küresel ekonomide yaşanan gelişmelere ve beklentilere işaret ederek şunları söyledi:
"Zorlu bir dönemden geçiyoruz, global ekonomiye baktığımızda cılız büyüme olduğunu görüyoruz. IMF'nin tahminlerine göre gelecek yıl küresel büyüme oranı sadece yüzde 2,9 olacak. Hindistan'ı ve Çin'i hariç tutarsak global büyüme oranının yüzde 1,6'ya ineceğini görüyoruz, bu oran kişi başı gelir açısından neredeyse resesyon demek. Sorun sadece gelecek yılda değil önümüzdeki 5 yılla ilgili büyüme tahminlerine baktığımızda büyümenin yüzde 3 ya da yüzde 3,1 düzeyinde olacağı düşünülüyor. Çok açık biçimde görüyoruz ki bölgesel ticareti, bölgesel entegrasyonu geliştirmek önemli hale gelecek. Bu yüzden ortak bir temayla başlamamız gerek. Ticaret, büyümenin temel motorlarından biri. Şu an büyümenin global olarak yavaşladığını görüyoruz. Daha yakın çalışarak bölgesel ticareti güçlendirebiliriz, aynı zamanda yavaş büyüme engelini hep beraber aşabiliriz."
"Bölgede hepimizin daha iyi işbirliği içinde çalışmamız gerek"
Şimşek, dünya çapında finansal şartların zorlayıcı olduğunu vurgulayarak, bölgedeki ülkelerin barındırdığı fırsatlar iyi değerlendirilerek, kaynaklar iyi kullanılarak çok ciddi bir dönüşüm sürecinin başlatılabileceğini, bütün bölge için faydalı bir büyümenin ortaya çıkabileceğini dile getirdi.
"Hem bölge için hem ülkemiz için ilerlemenin tek yöntemi, öncelikle reform yapmaktır." diyen Bakan Şimşek, şunları ifade etti:
"Bu ülkeler, kredibilitesini artırması gereken ülkeler. Yapısal reformlarla para akışı ülkeye çekilmeli ve büyüme desteklenmeli. Böyle bir yaklaşım benimsenmeli. Enerji fiyatlarıyla ilgili ciddi bir belirsizlik söz konusu. Enerji konusunda, özellikle de doğal gaz ve petrol konusunda az yatırım yapılıyor, bu arzı sınırlı hale getiriyor, bunun sonucu olarak da uzun sürede enerji fiyatlarının da daha yüksek kalmaya devam edeceğini görüyoruz. Global faiz oranlarındaki durum burada da geçerli. Bu, bölgeyi de bir bütün olarak etkileyecek bir durum. Onun için hepimizin birbiriyle daha iyi işbirliği içinde çalışmamız gerekiyor. Filistin'de yaşanan acılar, çok uzakta yaşanan olaylar değil. Burada insanlığın genel olarak bir inandırıcılık kaybı var. Hayatını kaybedenlerin yüzde 70'i, yüzde 80'i çocuksa, kadınsa, yaşlıysa eğer, en ufak vicdanı olan kişinin gece rahat uyuyamaması gerekiyor, rahat rahat sırtını dayayıp oturamaması gerekiyor. İşte bu yüzden bir arada çalışmamız gerek. Sadece iş dünyası ya da ekonomik entegrasyon açısından değil, siyasi ve jeopolitik sorunları çözmek açısından da bir arada çalışmamız gerekiyor."
"Bizim görevimiz doğru ortamı yaratıp, serbest girişimi desteklemek"
Kuveyt Ekonomi ve Yatırımlardan Sorumlu Başbakan Yardımcısı ve Petrol Bakanı Saad Hamed Nasır el-Barak, bölgede ticaretin entegrasyonu için neler yapılması gerektiği sorusuna karşılık, insanlığın gelişim sürecinde yerleşen korumacı yapının zamanla evrildiği yere ilişkin değerlendirme yaptı.
Barak, "Ekonomik gelişimin amiral gemisi serbest girişim oldu. Bizim görevimiz doğru ortamı yaratıp, serbest girişimi desteklemek. Devletin gerçek rolü, bir organizasyon gerçekleştirmek, yönetişimi mümkün kılarak işletmelerin ilerlemesini sağlamak. Ekonomi işletmelerin elinde, ekonomik gelişme, serbest girişimle gerçekleşir, yapmamız gereken bu." diye konuştu.
Kuveyt yatırım ortamına ilişkin bilgi veren Barak, yaklaşık 15 yıl önce Kuveyt'te yatırım ortamının iyileştirilmesi konusunda neler yapılabileceğini düşünmeye başladıklarını söyledi. Barak, "Ticaret ve finans açısından bütün yasalarımızı elden geçirerek, daha olumlu bir mevzuat ortamı sağladık." dedi.
"Avrupa'nın kendi arasındaki ticaret yüzde 70 iken, bizim aramızdaki ticaret neden bu kadar düşük, bunu irdelemeliyiz"
Mısır Maliye Bakanı Muhammed Muid, bölge ülkeleri arasındaki ticaretin çok düşük olduğunu söyledi. Muid, şöyle konuştu:
"Avrupa'nın kendi arasındaki ticaret yüzde 70 iken, bizim aramızdaki ticaret neden bu kadar düşük, neden bu aşamadayız, bunu düşünmemiz lazım. Elimizdeki araçlara da bakmak lazım, kendi araçlarımızla diğer bölgelerin bu aşamaya gelmesindeki araçları kıyaslamamız lazım. Ekonomide devletin rolü ile özel sektörün rolünü iyi irdelemek lazım.
Özel sektöre liderlik ve entegrasyon görevi verirsek bu çok daha iyi olacak. Ayrıca özel sektör ile bölgenin belli hedeflere ilerleyebilmesini sağlamak, bizim amaçlarımızı yerine getirmesi için yardımcı olmak gerekiyor. Özel sektörün içinde çalıştığı ortamın da bunun için olumlu bir ortam olması lazım. Hükümet olarak bizim görevimiz, bunu kolaylaştırıp, mümkün kılmak. Özel sektör ile farklı kurum, kuruluşlar arasında işbirliklerini sağlamamız, özel sektörün önündeki engeli kaldırmamız lazım."
Muid, Serbest Ticaret Anlaşması'nın Türkiye ile Mısır arasında çok doğru yürüdüğüne dikkati çekerek, doğru kurum ve ortaklıkların bir araya gelmesinin ticaretin artırılması için çok verimli sonuçlar doğuracağını ifade etti.
Mısır'daki yatırım fırsatlarına ilişkin bilgi veren Muid, son yıllarda özellikle altyapı üzerinde durduklarını kaydetti.
"Bahsedilen yüzde 11 oranı, hem hükümetlerin hem de insanların başarabileceğinin çok gerisinde"
Katar Devlet Bakanı ve Serbest Bölge İdaresi Başkanı Ahmed es-Seyyid de bölgede devasa bir potansiyel olduğuna dikkati çekerek, "Bu potansiyel, ülkeler ve uluslararası ticareti çok rahat yapabilmemizi sağlamalı. Bahsedilen yüzde 11 oranı, hem hükümetlerin hem de insanların başarabileceğinin çok gerisinde. Bu yüzdenin daha büyük olmamasına sebep olan engelleri tespit etmemiz lazım. Burada özel sektörün başı çekmesi gerek. Net bir plan hazırlamamız gerek. Sağlık, tarım ve gıda gibi ülkeler arasında temel ihtiyaç olan bazı sektörler var, bunlarla başlayıp adım adım daha ileri aşamalara gidersek daha iyi bir sonuç elde ederiz." dedi.
Katar'daki yatırım fırsatlarına işaret eden Seyyid, "Serbest bölge ve Katar genelinde entegre bir ekonomi söz konusu, yatırıma dost bir ortam var. Dünyanın geri kalanıyla çok yakın bağlarımız var ve elimizde Katar Hava Yolları gibi kurumlar var, yük taşımacılığında çok ileriyiz, lojistik konusunda da yine çok ileriyiz ve zamanla daha da ilerlettik. Her şeye yatırımcı gözüyle bakıyoruz, zorlukları ve engelleri görüp bunları geliştiriyoruz. Yatırımcı yolculuğunun daha iyi olması için çalışıyoruz. Katar'a yatırım yaptığınızda Asya pazarlarına yaklaşmış oluyorsunuz." ifadesini kullandı.
Panelistler ayrıca ülkelerinde enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi konusunda yapılanlara ilişkin bilgiler verdi.
(aa)